UYARI

UYARI
Türk Ceza Kanununun 226. maddesi uyarınca 18 yaşından küçüklerin bu siteyi gezmeleri Yasaktır. 18 yaşından küçük iseniz derhal siteyi terkedin 18 yaşından küçük olan kişilerin bu siteye girmesini önlemek için, internet ortamında veya bilgisayar satış mağazalarında satışı gerçekleşen “AİLE KORUMA PROGRAMI” satın alabilir ve bilgisayarınıza bu programı kurarak, sitemize girişi engelleyebilirsiniz.

Farklı Partnerler Seçmeyin !

cinsel hayatında çok çeşitliliği olan kişilerin hastalık kapması özellikle genitel organların emilmesi sayesinde ciddi sorunlara neden olur. Örneğin her hafta başka bir partnerler yatan birey için hastalık kaçınılmazdır ! Bunun için lütfen güvendiğiniz partnerler ile cinsel ilişki yaşarken organ emilimini gerçekleştirin yada kondom kullanarak sadece boşalma yoluna giderek fazla detaya girmeyin.

14 Nisan 2015 Salı

Cinsel Mitler

"Cinsellikle ilgili düşünce ve duygularımızda ne tür beklentiler ve yargılar taşıyoruz? Acaba bu beklentiler ve yargılar cinselliğin doğasına uygun mu yoksa cinsel mitlerle çarpıtılmış mı?" bu soru çok can alıcıdır ve kafamızda çözemediğimiz cinsel sorunlarımızı anlamamıza giden önemli bir yoldur.
CİNSEL MİTLER " CİNSELLİKLE İLGİLİ UYDURMALAR
Türk Dil Kurumu verilerine göre; geleneksel olarak yayılan veya toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren, Tanrı, Tanrıça, evrenin doğuşu ile ilgili hayali, alegorik bir anlatımı olan halk hikayelerine "mit" denir. Ama ülkemizde mit denilince akla ilk önce Milli İstihbarat Teşkilatı gelir. Cinsel mit deyince de akla cinsel konularda toplumun genelince doğru kabul edilen, toplumun fertlerinin birbirine aktarmasıyla yayılan, abartılı ve yanlış inanışlarımızı araştıran bir teşkilat gelmelidir. Aslında bu varsayım çok da yanlış değildir. Çünkü cinsel mitlerde, gizli kalmış kapılar ardındaki cinsellikle ilgili kaygılarımızı, korkularımızı, endişelerimizi veya yargılarımızı yansıtırlar ve bir istihbarat teşkilatı gibi beynimizde örgütlenmişlerdir. Geleneksel olarak kulaktan kulağa yayılan, toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren gerçek bilimsel verilerle bağlantılı olmayan cinsel mitler, olumsuz düşüncelerdir ve cinselliğin doğasına uygun değildir. Yanlış olan bu cinsel inanışlara halk değimiyle cinsellikle ilgili "uydurma", "hurafe" veya "kurmaca" denir.
Cinsel işlev bozukluklarının temelinde yatan cinsel bilgisizlik veya yanlış bilgilenmenin bir sonucu olan cinsel mitler; değişik kültür ve toplumlarda önemli benzerlikler gösterir. Cinsel mitler genellikle toplum içinde kabul görür. Bu nedenle birçok insan yarım yamalak bilgilerle cinselliği yaşarken, kimisi de doğru bildiklerinin aslında birer uydurma olduğunu yıllar sonra öğrenebiliyor.
Cinsel mitlerin en önemli nedeni; cinselliğin toplumun değer yargılarıyla yakından ilişkili olması ve cinsellikle ilgili konuların açıkça konuşulmaması, tartışılmaması ve üzerinde yeterli bilimsel çalışılmaların yapılmamasıdır. Bu bilinmezlik korkuyu körükler, nedeni bilinmeyen korkular abartılı olarak kulaktan kulağa dolaşır ve cinsel mitler oluşmaya başlar. Cinsel mitler, oluşturdukları abartılı ve gerçekçi olmayan cinsel beklentiler, suçluluk ve yetersizlik hisleri, kaygı ve başarısızlık korkularıyla cinsel işlev bozukluklarına zemin hazırlarlar.
Peki bu cinsel mitler neden bu kadar önemli? Çünkü cinsel mitler; cinsel sorunların oluşmasında bir neden olarak ve oluşan cinsel sorunların artarak devamında çok önemlidir. Ayrıca cinsel mitler kişilerin cinsel kimliklerinin oluşmasında önemli yer tutar. Zamanla cinsel ilişkiyi belli biçimlere zorlar, cinsel ilişkinin kalitesini düşürür.
Cinsel mitler konusundaki başarılı çalışmaları ile tanınan Bernie Zilbergeld, toplumlarda cinsel mitlerin yaygınlık ve etkileri ile bunların cinsel işlev bozukluklarıyla ilişkisini ilk araştıranlardan biridir. Zilbergeld "Erkek Cinselliği" adlı eserinde; "Cinselliği iki insanın birbiriyle bağlantı kurmasının ve eğlenmesinin bir yolu olarak görerek ne kadar haz ve yakınlık yaratıldığını sormaktansa, bunu bir performans olarak görüp ereksiyonun ne kadar sert olduğunu, ne kadar uzun sürdüğünü ve kadının kaç kez orgazm olduğunu sorarız. Sorunlar ortaya çıktığında ise bize yardımcı olması için mekanik yardımlardan ve önerilerden medet umarız, aynı arabalarız ve diğer makinelerimize nasıl bakacağımızı el kitaplarından öğrendiğimiz gibi. Bu ne kadar olursa cinselliğin sıkıcı ve çirkin olma ya da bir bozukluğun ortaya çıkma olasılığı o kadar yüksek olacaktır" demiş ve eksik, daha da kötüsü hatalı bilgi aktaran arkadaş çevresi, basın yayın organlarında ki sorumsuz bazı haberler, fıkralar, şakalar, pornografik yayınlar büyük kardeşler, gazete, dergi, kitap gibi yayınların cinsel mitlerin toplumun genelinde kabul görmesine katkıda bulunduğunun altını çizmiştir. Zilbergeld toplumların kültürlerine ek olarak, cinse özel cinsel kültürden söz etmekte ve toplumda cinsellikle ilgili yerleşik cinsel mitlerin cinsel işlev bozukluğunun oluşumunda ve devamında çok önemli bir yeri olduğunu belirtmiştir. Ayrıca pornografik yayınlar da cinsel mitlerin pekişmesini sağlar. Yine bilinenin aksine, cinsel mitler eğitim düzeyi yüksek gruplarda, hatta doktorlar arasında bile çok yaygındır. Zilbergeld tarafından ortaya konan cinsel mitler diğer cinsel terapistlerce de ilgi görmüş, genişletilmiş ve yaygın olarak her iki cinste de kullanılmaya başlanmıştır. Bu cinsel mitlerin değiştirilmesi kişilerin cinsel sorunlarının çözümünde ilk adım olacaktır.
En Önemli Cinsel Mitler
1-Erkekler cinsel ilişkiyi her zaman ister ve buna her zaman hazırdır.
En yaygın mittir. Sertleşme bozukluklarıyla ilişkili cinsel mitlerden biridir ve erkekleri çok ağır bir yük altında bırakır. Örneğin yeni evli bir çift, ilk gece genellikle erken boşalma sorunu yaşar. Eğer bu mit egemense erkek boşaldıktan hemen sonra yeniden sertleşme olmadığında büyük bir ümitsizliğe, kaygıya ve "kendimi tam bir erkek hissetmiyorum" gibi ciddi oranda başarısızlık ve yetersizlik duygusuna kapılabilir. Zamanla cinsel ilişkiyi erkeklik ile özdeşleştiren genç, her cinsel ilişkiye "yine erken boşalırsan, yine tekrar sertleşmezse" diye başlar ve kendini erkekliğinin test edildiği bir sınavda hissetmeye başlar. Kişinin kendine olan saygısını ve güvenini olumsuz etkileyen ve travmatik olarak algılanan bu durum, oluşturduğu aşırı kaygı ve başarısızlık korkusu ile psikojenik sertleşme bozukluklarına zemin hazırlar. Bu herkesin zor katlanacağı bir durumdur ve sonuç: Anksiyete, depresyon, şiddetli geçimsizlik vb.
2-Cinsellikte erkek yöneticidir, her şeyi bilir. Cinsel eylemi erkek başlatmalıdır.
Cinsel aktiviteyi başlatma ve yönlendirme yükümlülüğünün erkeğe ait olduğunu ifade eden, cinsel kimlik ve toplumsal rollerle ilişkili olan bu mitte; erkek ve kadın kendine biçilen rolün dışına çıkamaz ve cinsellik konusunda kendilerini geliştirme imkanından mahrum kalırlar ve böylece kadınların geleneksel edilgen rolünün devamına yol açar. Ayrıca bu cinsel mite göre, cinsel ilişki isteğinin bir kadın tarafından dile getirilmesi kadın için ahlaksızlık veya hafifliktir. Oysa yapılan son araştırmalar kadının başlattığı bir cinsel eylemin her iki cinsiyet için de daha uyarıcı olduğunu göstermektedir.
3-Kadın cinselliği karmaşık ve gizemlidir. Erkek cinselliği açık ve basittir. 
Bu mit, erkeklerin cinsellik konusunda çok rahat olmasını, cinsel ilişkinin en iyi şekilde nasıl yapılacağını çok iyi bilmesini ve bunu sık sık yapmasını gerektirir. Bu durum erkeklerde çok büyük bir baskı oluşturur. Ama tam tersi erkek cinselliği basit ve yalın değildir. Kadın cinselliğinin karmaşık ve gizemli olması miti, cinsellikle ilgili düşüncelerin toplumun kadınların ezilmişlik ile ilgili genel kabulünü yansıtmasının bir göstergesidir.
4-Erkekliğin, cinsel performansın ve cinsel gücün göstergesi sık sık cinsel ilişki de bulunmaktır. 
Eşlerin cinsel istek düzeyleri farklı olabilir. Sık sık ilişkiye girme miti eşler arasında sorunlara ve ciddi çatışmalara yol açabilir.
5-Cinsellik penisin vajinaya girmesinden ibarettir.
Cinselliğin amacını sadece penisin vajinaya girmesi ile sınırlayan bu cinsel mit, cinselliğin yalnızca neslin devamına yönelik olması gerektiğine ilişkin bazı tutucu dinsel görüşlerle de paralellik gösterir. Ön sevişme olmaksızın yapılan cinsel birleşme ile sınırlı kalan cinsel eylemler kadınlarda uyarılma
yetersizlikleri ve orgazm olamama sorunlarına da zemin hazırlar.
6-Cinsellik için mutlaka ereksiyon gereklidir.
Bu mit sayesinde çiftler dokunmanın verdiği hazzı almada eksiklik yaşarlar. Ayrıca penis sertleşmeden parmakların ufak bir yardımıyla girişi gerçekleştirebilir. Çinliler buna "yumuşak giriş tekniği" demektedir. Bu sayede erkek hem kendine hem de partnerine cinsel haz verebilir. Yumuşak giriş tekniği bu cinsel mitin kökünden yıkılmasında önemli bir yöntemdir. Bu sayede erkeğin sertleşmeyi sağlayamadıkça bir kadınla cinsel ilişkiye giremeyeceği ve girişin gerçekleşebilmesi için penisin sert olması önyargıları ortadan kalkacaktır. Çünkü hiç kimse her an sertleşmeyi sağlayabileceğini garanti edemez. Yumuşak giriş tekniği partner ne zaman cinsel ilişkiye istekli olursa erkeğe de o zaman sevişme olanağı verir.
7-Erkekler duygularını belli etmez.
Bedensel, zihinsel ya da ruhsal bitkinlik gibi nedenlerden dolayı isteksiz olan bir erkek bu duyguları partneriyle paylaşamaz ise başarısızlıkla sonuçlanacak cinsel birleşmeler sonunda kendini her geçen gün daha da kötü hissetmeye başlayabilir. Bu nedenle erkeklerde her türlü duyguyu yaşayabilir ve paylaşabilir. Bu durum doğaldır.
8-Cinsellikte başarılı olmak çok önemlidir.
Cinsellikte başarılı olmak yerine cinsel haz almaya odaklanmak doğru bir davranış olacaktır. Çünkü başarılı olmanın kriterleri kişiyi açmazlara sürükleyebilir.
9-Sevişme sırasında konuşulmaz.
Konuşmak cinsellikte çok ama çok önemlidir, konuşmayan ve duygularını bu nedenle paylaşamayan çiftlerin cinsel sorunlar yaşaması kaçınılmazdır.
10-Kadınlar cinsel ilişkiden çok zevk alırlar.
Cinsel ilişkiden haz almak duruma, mekana, partnere, cinsel kimliklere göre değişebilir. Kadınların kendilerini cinsel ilişkiden zevk almak zorunda hissetmeleri alacakları hazzı azaltıp, yaşadıkları sorunları arttıracaktır.
11-Cinsellik hakkında keşfedecek yeni şeyler yoktur. Cinsellik içgüdüseldir, öğrenilmez.
İçgüdüsel ve biyolojik temeli olmakla birlikte cinsel tutum ve davranışların önemli kısmı öğrenme ile gelişir. Bu nedenle yeterli bilgi ve beceri düzeyine sahip olabilmek için, cinsellik hakkında keşfedilecek yeni şeylerin sınırı yoktur. Yapılan araştırmalar kendi cinsel bilgi düzeyini yeterli olarak nitelendirenlerin çoğunda cinsel bilgi ve beceri düzeyinin çok düşük olduğunu ortaya çıkarmıştır.
12-Penis sertleştiğinde boşalmalıdır.
Penisin sertleştiğinde hemen cinsel ilişkiye girilmesi, sertleşmenin kaybolup bir görevin yerine getirilmemesi endişesini körükler. Bu da sertleşme olunca ilişkiye girilmesini hızlandırır ve bu hız boşalmayı da hızlandırır. Erken boşalmanın nedenlerinden olan bu cinsel mit pek çok erkeğin endişe ve suçluluk duymasına yol açmaktadır. Oysa telaşsız ve heyecansız bir rahatlık içinde derin derin nefes alıp vermek, penisi ilişki sırasında on saniyeyle otuz saniye arası bir süre geri çekmek, işaret parmağı ve orta parmağı erbezi torbasının altıyla makat arasındaki noktaya üç dört saniye bastırmak, böylece boşalma refleksini geçiştirmek ve bu sayede boşalmanın geciktirilmesi cinsel ilişkiden alınan hazzı arttıracaktır.
13-Cinselliğin temel amacı orgazm olmaktır, orgazm bitince cinsellik de biter.
Bu mit çok can yakmıştır. Cinselliğin amacı haz almaktır. Cinsel haz almak, özensiz, acele ve sırf tatmin olmak için yapılan cinsel birleşmeden daha önemlidir.
14-Erkekler kadınlara nasıl zevk verileceğini bilir.
Erkekler kadınlara nasıl zevk verileceğini doğuştan bilmek zorunda değillerdir. Bu tecrübe ve deneyimle öğrenilebilecek bir davranıştır. Kadınlarda erkekleri istekleri ve rahatsızlıkları konusunda uyarmalı ve sık sık konuşarak yönlendirmelidir. Kısaca cinsellik bir cinsin tekelinde değildir, her iki cins için eşit sorumluluk ve görevler vardır.
15-Erkeğin penisinde sertleşmenin kaybı eşini çekici bulmadığı anlamına gelir.
Cinsel ilişki sırasında erkeğin penisinin sertliğini kaybetmesinin onlarca nedeni olabilir. Bu durumu partnerin çekici bulunmamasına bağlamak var olan sertleşme sorunlarını arttırabilir, çözümünü zorlaştırabilir.
16-Birbirlerini seven çiftler sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini çok iyi bilirler.
Bu cinsel mit çiftleri baskı altına almanın ötesinde öğrenmeyi ve tecrübe kazanmayı da geciktirir.
17-Dokunma, okşama, öpüşme vb. tüm fiziksel yakınlaşmalar cinsel birleşme ile sonuçlanmalıdır.
Bu cinsel birleşme öncesi alınması gereken hazlardan çiftleri mahrum bırakır. Oysa dokunma, okşama, öpüşme gibi cinsel aktiviteler en az cinsel birleşme kadar önemlidir.
18-Mastürbasyon kirli ve zararlıdır.
Bilinen en eski ve yaygın cinsel mitlerden biridir. Kişide suçluluk ve pişmanlık duygularına yol açar. Bu cinsel mit, mastürbasyon yapmanın körlük gibi bedensel veya delilik gibi ruhsal hastalık veya yıkımlara yol açtığı, sapıklık olduğu, alışkanlık yaptığı şeklindeki önyargılardan köken alır. Yine pek çok insan cinsel işlev bozukluklarının mastürbasyon yapmanın bir sonucu olduğunu düşünür. Aksine mastürbasyonun zararlı değildir, cinsel işlev bozukluklarına yol açmaz, cinselliğin haz verici olarak öğrenilmesini sağlamak için cinsel terapilerde kullanılır, alışkanlık yapmaz, bedensel ve ruhsal yıkımlara yol açmaz. Bu nedenle mastürbasyon sonrası oluşan utanç ve suçluluk duyguları çok yersizdir. Ayrıca mastürbasyonun erişkinlikte ve ileri yaşlarda da sürmesi ve evli kişilerin de mastürbasyon yapması doğaldır. Bir tercih meselesidir.
19-Sevişmenin kuralları vardır ve değişmez.
Sevişmenin kuralları yoktur. Kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Öğrenilebilir bir davranıştır.
20-Sürekli heyecanın tırmandığı bir sevişme orgazmla sonlanır.
Hayal kırıklıkları yaratan ve kişilerde yetersizlik hissi doğuran bir diğer cinsel mittir. Her sevişme orgazmla sonuçlanmayabilir. Bu çok doğal bir durumdur. Çünkü orgazmın öznel bir duygudur. Her insanda farklı algılanabilir. Bir öpücük, dokunuş ve okşama da heyecanlı ve güzel bir cinselliğin yaratıcıları olabilir. Önemli olan, kişinin yüksek düzeyde cinsel gerginlik ve coşkudan sonra rahatlama hissi duyup duymadığıdır. Özensiz, acele ve sırf tatmin olmak için yapılan cinsel birleşmede orgazm olmak iyi bir cinsel birleşme anlamına gelmez. Ayrıca orgazm olamayan bir kişi asla yetersiz olduğu duygusunu yaşamamalıdır. Çünkü orgazm öğrenilmesi gereken cinsel bir işlevdir. Bir kişinin defalarca ilişkide bulunmadan, bu sırada kendini ve partnerini iyi tanımadan orgazm olması beklenmemelidir.
21-Cinsel ilişki sırasında karşılıklı mastürbasyon yanlıştır.
Bilinenin aksine cinsel ilişki sırasında da karşılıklı mastürbasyon uyarıcı bir eylemdir. Hatta cinsel birleşme ile orgazm olamama sorunu olanlarda cinsel ilişki sırasında yapılan karşılıklı mastürbasyon çok yararlıdır. Ayrıca eşcinsellerde tek başına veya karşılıklı mastürbasyon güvenli bir cinsel etkinlik olarak da önerilmektedir.
22-Cinsel birleşme sırasında fantezi kurmak yanlıştır. Cinsel fanteziler ahlak dışı, sapık ve sadakatsiz davranışlardır.
Cinsel yaşamın en önemli renkli öğeleri arasında yer alan cinsel fantezilerin zararlı, hatta bir çeşit sapıklık olduğu inanışı oldukça yaygın bir cinsel mittir. Bu cinsel mitin etkisiyle bazı kişiler cinsel fantezileri nedeniyle suçluluk, korku ve endişe duyabilirler. Bilinenin aksine, cinsel uyarılma yalnızca görme, dokunma, ses ve koku gibi duyular aracığıyla olmaz. Kafamızda kurduğumuz hayallerinde cinsel uyarılma üzerinde çok öneli etkileri vardır. Cinsel fantezilerin var olan partner ve her zamanki cinsel ilişki tarzından farklı olması kişilerin suçluluk duymasının en önemli nedenlerinden biridir. Ama unutulmamalıdır ki; cinsel fantezi kurmak, bunun gerçek yaşamda olmasını istemek anlamına gelmez. Fantezilerin içeriğinin olağan dışı olması doğal ve yaygın bir durumdur. Nancy Friday tarafından derlenen ve bu alanda önde gelen derlemelerden biri olan "Benim Gizli Bahçem" adlı kitap kadınların cinsel fantezileriyle ilgilidir ve Türkçe çevrisi de vardır.
23-Erkeğin penisinin boyu çok önemlidir.
İlkel çağlardan bu yana erkeklik gücünün simgesi sertleşmiş büyük bir penistir. Pornografik yayınlarla da pekiştirilen bu cinsel mit, kadınların tatmin olabilmesinin ancak büyük bir penis ile mümkün olabileceği önyargısına neden olmaktadır. Pek çok erkek kendi cinsel organının boyutlarını etraftan duyduğu abartılı tanımlamalarla karşılaştırarak yetersizlik hissi ve endişe duyabilir. Bir erkeğin penisinin küçük olması onun cinsel anlamda yetersiz olduğu anlamına gelmez. Aksine büyük penis çoğu kez kadınlara acı verir. Ayrıca penis sertleşmemiş haldeyken de cinsel haz alınabilir. Hatta cinsel bilgi ve becerinin kişi ve partnerinin haz alması ve doyuma ulaşmasında penis boyundan çok daha önemlidir.
24-Cinsel ilişki sırasında erkekler geri çekilirse hamile kalınmaz.
Bu cinsel mit her geçen gün istenmeyen hamileliklerin oluşmasını arttırıyor. Birçok güvenilir yöntem varken bu riskli yöntemi seçmek yine cinsellikle ilgili öğrenilmesi gereken çok şeyin olduğunun bir kanıtıdır.
25-Önceden tanınan bir insanla cinsel ilişki kurulacaksa prezervatif kullanımına gerek yoktur.
Bir insanı önceden tanımak, temiz görünmesi ve güzel kokması onun cinsel yolla bulaşan bir hastalığı olmadığı anlamına gelmez. Bu nedenle güvenli cinsellik için mutlaka prezervatif kullanın.
26-Sevişmek cinsel birleşme demektir.
Sevişmek sadece cinsel birleşme değildir. Haz almak ve duyguları paylaşarak rahatlamak için de bir yoldur.
27-Sevişme ancak iki tarafın birlikte orgazm olması ile güzeldir. 
Bu cinsel mit cinsel birleşme sırasında orgazm olamayan kişilerin yetersizlik ve endişe duymasına neden olabilir. Yapılan son araştırmalar cinsel birleşme esnasında orgazm olmanın, öğrenme ve kazanılan deneyimle zaman içinde sağlanabildiğini göstermektedir.
28-Cinsellik doğal bir süreçtir ve iki insan birbirini severse cinsel hayatları iyidir.
Bu mite sahip çiftler bir sorun yaşadıklarında, sorunu çözmekten çok var olan sorunu, birbirlerine karşı sevgilerini sınadıkları bir sınav gibi görmeye başlarlar. Oysa cinsellik her iki taraf için de öğrenilen bir süreçtir.
29-Hamileyken kurulan cinsel ilişki bebeğe zarar verir.
Bu cinsel mit yüzünden hamilelik döneminde çiftler, bireysel tatminlerini ön plana çıkarıyorlar ve eşler mastürbasyon yaparak cinsel doyuma ulaşmaya çalışıyorlar. Tabi aynı sorun doğum sonrasında da devam ediyor. Bu cinsel mit kadının ilişki sırasında enfeksiyon kapacağı ve emzirme yoluyla hastalığını bebeğine bulaştıracağı cinsel mitini de daha sonra beraberinde getirebiliyor. Bu durum eşlerin cinsel yaşamdan uzaklaşmalarına neden oluyor. Gerçekte ise; Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı bir hekim tarafından aksi söylenmedikçe, gebelik sırasında ilk 6 ay cinsel birleşmenin bir sakıncası yoktur ve orgazm kasılmalarından dolayı bebek kafa travması veya beyin sarsıntısı geçirmez. Dolayısıyla hamilelik ve doğum sonrasında cinsel yaşamla ilgili duyduğunuz her cinsel mite inanmayın.
30-Oral yolla yapılan cinsel aktivite pis bir eylemdir.
Oral cinsel aktivite hijyen kurallarına uyulduğunda ve her iki partner tarafından kabul edildiğinde uygulanmasında sakınca bulunmayan ve uyarma düzeyi çok yüksek olabilen bir etkinliktir. Özellikle uyarılma zorluğu çeken bireyler oral cinsel ilişkiden yararlanabilir.
31-Cinsel birleşme insanı yorar ve tüketir.
Bu cinsel mit, Taocu cinsellik akımının boşalmayı bir düzen ve denetim altına alma düşüncesinin ve "insan bir kez boşaldı mı, sönmüş bir balona ya da otomobil lastiğine döner" felsefesiyle yarattığı, cinsel birleşmenin çok enerji tüketen ve bazı durumlarda bedensel sağlık için zararlı olabilecek bir etkinlik olduğu önyargısından kaynaklanır. Bu mit nedeniyle oluşan aşırı kaygı erkeklerde sertleşme bozuklukları ve cinsel istek azalmasına zemin hazırlar.
32-Yaşlıların cinsel ilişkide bulunması uygun olmaz.
Eş, sağlık, statü gibi pek çok kayıpla karşı karşıya kalan yaşlı insanların zayıf, çaresiz ve yetersiz olduğu, cinsel ve fiziksel yakınlaşmaya istekli ve yeterli olmadığı kanısı oldukça eski ve yaygın bir cinsel mittir.
33-Eşcinseller kadınlardan nefret eder, onları rakip olarak görür.
Bilinenin aksine eşcinsel erkekler heteroseksüel kadınlarla çok sıkı dostluklar kurabilir. Yapılan araştırmalarda birçok erkek eşcinselin ilk açıldığı arkadaşının bir kız arkadaşı olduğu görülmüştür.
Cinsel işlev bozukluklarına neden olabilecek etmenler tutucu ve kısıtlayıcı yetiştirme tarzı, cinsel eğitimsizlik, iletişim eksikliği, ana-babanın erken yaşlarda ölümü ya da boşanması, özel gizliliğe saygı, ikincil seks karakterlerine tepki, utanma, aşağılanma, hayal kırıklığı, travma, taciz, ilk deneyimle ilgili özellikler, mastürbasyonla ilgili tutum, homoseksüel ilgi, dini çatışmalar vb hazırlayıcı, sadakatsizlik, çocuk doğumu, aşırı beklentiler, eşle ilgili sorunlar vb. başlatıcı ve performans anksiyetesi, yakınlık korkusu, iletişim sorunları vb. sürdürücü etmenler olarak ele alındığından, cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde bu hazırlayıcı, başlatıcı ve sürdürücü etmenlerin ortadan kaldırılması esas olmalıdır. Cinsel mitler cinsel işlev bozuklukların oluşumunda hem hazırlayıcı, hem başlatıcı ve hem de sürdürücü niteliği ile çok önemli yer tutar. İşte bu nedenle de cinsel mitlerin değiştirilmesi ve yerine doğru bilgilerin aktarılması kişilerin cinsel sorunlarının çözümüne katkıda bulunur.
Cinsel mitlerin tedavisi var mı? Evet var. Tedavi olarak ilaçtan ziyade, eşler arasında cinsel uyumu oluşturmayı amaçlayan cinsel terapi öncelikli olarak kullanılır. Cinsel mitler ve yol açtığı sorunlar konusunda var olan sorunun kimden kaynaklandığının çok iyi bilinmesi, her iki tarafın itici gelmesi muhtemel yönlerinin cinsel terapist yardımıyla saptanması ve bu konuda çiftin kendilerini geliştirmesi çok önemlidir. Cinsel mitlerin yol açtığı cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde, cinsel terapistin toplumsal önyargılar ve cinsel mitlerle mücadelesinde, öncelikle kendisinin cinsel mitlerin etkisinden kurtulmuş olmasının, yeterli bilgi ve tecrübe birikimine sahip olmasının ve bu bilgi birikimini uygun, anlaşılır ve ikna edici bir biçimde danışanına aktarabilmesinin önemi açıktır. Örneğin erken boşalma problemi var ve erkek "cinsellikte başarılı olmak çok önemlidir" ve "erkekliğin, cinsel performansın ve cinsel gücün göstergesi fazla cinsel ilişki de bulunmaktır" mitine sahip. Kendini çok kötü hissediyor, yetersiz buluyor. Cinsel eğitim ve bilgilendirme yaparız. Partneriyle uzun uzun cinsel birleşmeleri içeren ve kendini kontrol edebildiği cinsel fantezileri kurmasını sağlayarak hayal dağarcığını genişletiriz. Onda psikolojik travmaya yol açacak mitlerin yanlışlığını görmesini sağlarız. Bu amaçla kişinin sosyokültürel düzeyine uygun biçimde; cinsellik için "uygun ortam, uygun zaman ve kişi" gereğini vurgularız. Cinselliğin aşamaları ve mekanizmalarının yanı sıra korku, kaygı, utanç, suçluluk gibi olumsuz duygulanımların cinsel uyarılmayı nasıl engellediği anlatırız. Ayrıca çeşitli bedensel ve ruhsal etkenlerin, hastalıkların, ilaçların, yorgunluk ve aşırı yüklenmenin cinsel hayata olumsuz etkilerinden söz ederek, zaman zaman cinsel istek ve uyarılmayla ilgili sorunlarla karşılaşılmasının doğal olduğunun altını çizeriz. Mükemmel uyumun karşılıklı fedakarlıkla gerçekleştirilebileceğini anlatırız. Sorun genellikle çözülür.
Son tahlilde; cinsel mitlerin yerine doğruları koymalıyız ve gücü kişilere ya da kişisel durumlara göre değişebilse de, cinsel mitlerin insanı ağır psikolojik yük altında bırakan koca birer yalan olduğunu unutmamalıyız.


CİSED
Sevgili dostlarım;
Gördüklerimizi, düşündüklerimizi ve yaptıklarımızı paylaşmak için açtığımız web sitemize hoş geldiniz. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED)'ni hep beraber kurduk, geliştirdik, birlikte yürütüyoruz, büyütüyoruz ve yaşatıyoruz. Web sitemiz 10 yaşını doldururken yenilendik, yeni bir yüze kavuştuk. Sizlere değişik sürprizler hazırladık. Umarım beğenirsiniz.
Bir psikoterapist ve psikoterapi eğitimcisi olarak yirmi yıllık meslek yaşamımın sonunda şu kanaate vardım; bir aile olmayı başaramayan kurumlar kaybetmeye mahkumdurlar. O. Wilde'ın dediği gibi, "Dostun üzüntüsüne acı duyabilirsiniz, bu kolaydır ama dostun başarısına sempati duyabilmek, sağlam bir karakter gerektirir..." Başarının bir varış noktası değil, bir yolculuk olduğuna inanan CİSED ailesi, bu karaktere sahip, onurlu ve erdemli insanlardan oluşuyor.
Bir kurumu taklit etmek, onu övmenin en samimi şeklidir. Değerli halkımıza ve ruh sağlığı profesyonellerine yönelik hizmetlerimiz bazı kişi ve kurumlar tarafından takdir edilmese bile,taklit edildi ve taklitlerimiz CİSED olarak bizi yaşatıyor ve başarılı kılıyor.
Dostluk, sevgi ve saygılarımla...
Cem Keçe
CİSED Genel Başkanı
Kaynak:

14 Mart 2015 Cumartesi

Bir Vajinası Olan Herkesin Mutlaka Bilmesi Gereken 21 Şey



Bir Vajinası Olan Herkesin Mutlaka Bilmesi Gereken 21 Şey

Onedio ÖzelKadın-
Vajinanızı daha yakından tanımak, onun hakkında bilgi sahibi olmak istemez misiniz? İstiyorsanız sizi içeriğimize alalım
Dikkat!
Rahatsız edici imajlar olabilir

1. Klitoris bir düğme değildir.



Dışarıdan bakıldığında nokta gibi görünen klitoris buzdağının görünen kısmıdır. Deri altında ilerleyip ikiye ayrılır ve vulvanın iki tanına doğru uzanır. Eğer bir şeye benzeteceksek lades kemiği sanırım en doğru benzetme olacaktır.

2. Vajina kelimesini kullandığınızda aslında vulvanızdan bahsediyorsunuzdur.



Vulva, vajinanın dışarıda kalan, görünen kısmıdır. Klitoris, dudaklar, idrar yolu, vajina girişi hepsi vulvayı oluşturur. Bu sebeple vajina derken büyük ihtimalle vulvayı kast ediyorsunuzdur. Vajina, vulva ile rahmi bağlayan yolun adıdır.

3. Vajina (ve vulva) çok farklı şekillerde ve boyutlarda olabilir.

Her ne kadar ilk bakışta hepsi aynı şekil ve boyutta gibi görünse de "standart" bir vajina yoktur. Kişiden kişiye büyük değişiklikler gösterir.


4. Uyarıldığında vajina normal boyutunun iki katına kadar esneyebilir.



Uyarılmadığı zamanlarda normal bir vajinanın boyutu 7-12 cm arasında değişir, ancak seks sırasında uyarılmayla birlikte bu ölçü iki katına kadar çıkabilir.

5. Kadınların hepsinde kızlık zarı bulunmaz.



Sadece bununla da kalmaz kızlık zarının kalınlığı, yoğunluğu da büyük değişiklikler gösterir. Yani kızlık zarı bekaret kontrolü için çok da ideal bir yapı değildir. Doğum yaptığı halde kızlık zarı yırtılmayan kadınların varlığı tıp literatürüne geçmiştir. O kadar esnek de olabilir.

6. Bebek doğurmak vajinanızın boyutunu büyük çapta değiştirmez.



Doğum yapmış kadınlar ile hiç doğurmamış kadınların vajinaları arasında fark olduğunu gösteren hiçbir istatistiki çalışma yoktur. Rahat olun, doğum yapmak vajinanızı bozmaz, kısa sürede eski formuna kavuşacaktır.

7. "G noktası" illaki olacak diye bir kaide yok!

 

 



En azından, basıldığında kadını orgazma ulaştıracak bir noktanın varlığından bahsedemeyiz. Bu kişiden kişiye değişiklik gösteren tamamen duygusal bir durumdur. Son zamanlarda yapılan araştırmalar kadın orgazmında önemli olanın G noktası gibi bir noktanın değil, "klitoüretrovajinal kompleks" adı verilen bir yapı olduğunu ortaya koymuştur. Yani kadının orgazm olabilmesi için klitoris, üretra ve vajinal duvarların giriş kısımlarının birlikte çalışmaları gerekmektedir. Nokta aramayı bırakabilirsiniz.

8. Seks sırasında işeyecekmiş gibi hissetmeniz, hatta bunu yapmanız son derece normal.

 



Bazen cinsel ilişki sırasında partneriniz "klitoüretrovajinal kompleks" marifetiyle idrar kesenizi uyarabilir, bu da sizde işeme ihtiyacı hissi uyandırabilir. Bu mesanenizdeki sinirlerin kafasının karışmasıyla ilgili bir durum. Sevişiyor musunuz, işemeye mi çalışıyorsunuz anlayamadığından başınıza geliyor ve endişe edilecek bir şey değil.

9. Doğum kontrol hapları vajina kayganlığınızı etkileyebilir.




Emzirme ve menopoz da aynı şekilde. Çünkü vajina kayganlığı kısmen östrojen seviyesine bağlıdır. Östrojen seviyenizin düşmesi vajinal kayganlığı da düşürecektir. Böyle durumlarda kayganlaştırıcı kullanmaktan çekinmeyin. Kadınlar bunu bir eksiklik olarak görme eğiliminde olabiliyor ama kesinlikle değil, kullanın.

10. Kabaca kadınların %16'sı cinsel ilişki sırasında orgazm olmadığını söylüyor.

 



Aynı araştırmaya göre kadınların %20-30'u her dört sevişmenin sadece birinde orgazm olduğunu belirtmiş.

11. Kadınların %30'u cinsel ilişki sırasında acı hissettiğini söylüyor.


 




Kronik ağrıya sebep olan vulvodini rahatsızlığının yanı sıra, bu rahatsızlıktan muzdarip olmayan kadınlar da seks sırasında ani ve keski ağrılar çektiklerinden bahsediyor. Bunun sebebi vajina girişinin dar olması, partnerinizin rahminize baskı uygulaması, vajinanın yeterince kaygan olmaması olabilir. İşin güzel yanı bunların hepsinin önlenebilir oluşudur. Doktorunuza danışmayı ihmal etmeyin .

12. Lezbiyen kadınlar, heteroseksüel ve biseksüel kadınlara göre daha çok orgazm oluyor.

 



Journal of Sexual Medicine dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre.

13. Prezervatif seksi daha kötü hale getirmediği gibi zevki de azaltmıyor.

 


 




İndiana Üniversitesi'nde yürütülen bir araştırmaya göre kadınlar partnerleri prezervatif kullandığında daha rahat orgazm olabildiklerini belirtmiş.

14. Yaşlandıkça pübik kıllar yerini sağlamlaştırıyor.


 




Yapılan araştırmalarda ortaya çıkan sonuç:
18-24 yaş - Pübik kılları tamamen alıyor
25-49 yaş - Kısmen alıyor
50+ yaş - almayı tamamen bırakıyor.

15. Vajina salgıları kişiden kişiye büyük değişiklik gösterir.


 




Vajinal salgının normali yoktur. Sizin için normal olan, arkadaşınız için normal olmayabilir. Bunu etkileyen birçok faktör vardır. Doğum kontrol hapı alıyor olmanız, ayın hangi gününde olduğunuz, stres seviyeniz, vücudunuzda enfeksiyon olup olmaması salgı miktarını, rengini, vs. değiştirebilir.

16. Vajinanızı (Vulva değil) yıkamayın!


 




Vajina kendi kendini temizleyen bir organdır. Dışarıdan ne kadar çok müdahale ederseniz tahriş olması, enfeksiyon kapması ihtimali o derece artar.


17. Prezervatif sizi cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruyacaktır... Ama hepsinden değil.


 




Prezervatif kullanımı konusunda son derece hassas olsanız bile deri yoluyla bulaşan herpes ve HPV'ye karşı hala korunmasızsınız.

18. Çoğu kadın HPV taşıyor olmasına karşın bunu uzun süre veya hiçbir zaman fark etmeyebilir.

 



HPV, İnsan Papilloma Virüsüdür ve genital siğillere sebep olur, hatta rahim kanserine dahi yol açabilir. Smear testinde HPV pozitif çıkmanız halinde doktorunuz sizin için bir planlama yapacaktır. HPV son derece yaygındır ve bulaşan insanlardan çoğunda semptom gelişmez. Esasen 10 vakanın 9'unda HPV iki yıl içerisinde kendiliğinden geçer.

19. Doğumun ardından en az altı hafta süreyle cinsel birleşme yaşamamalısınız.

 



İster normal doğum yapın ister sezaryen ile fark etmez, enfeksiyon tehlikesi nedeniyle 6 hafta süreyle cinsel birleşmeden uzak durmalısınız.

20. Vajinanıza bir şey sıkışırsa...

 



Prezervatif, tampon, vs. vajinanıza bir şey sıkışırsa kendiniz çıkarabilirsiniz, ancak beceremiyorsanız fazla kurcalamadan doktora gidin.

21. Korkmayın vajinadan başka bir yere gitmez.


 




Rahim duvarı bariyeri büyük şeylerin vücudunuzun daha içlerine gitmesine izin vermeyecektir, endişe etmeyin.

Bonus - Mantara dikkat!

 Islak mayo veya terli iç çamaşırı ile oturmak, çok fazla alkol almak ya da çok yüksek miktarda şeker tüketmek ve hatta antibiyotik kullanmak vajinanızda mantar enfeksiyonuna sebep olabilir. İşin güzel yanı, yoğurt yiyerek dengesi bozulmuş olan vajinanızı eski güzel günlerine döndürmeye yardım edebilirsiniz.


 Kaynak:

http://onedio.com 


4 Mart 2015 Çarşamba

Dünyanın en büyük penisi

En büyük penis onda

En büyük penis onda

September 07, 2012 10:31 AM

Sunucu dehşete düştü !
Dünyanın en büyük penisine sahip olduğu söylenen 42 yaşındaki Jonah Falcon, ABD televizyonlarında yayınlanan "This Morning" programına konuştu.
20.3 santim uzunluğunda penise sahip olan aktör ve yazar Falcon, daha çok yaşlı kadınlarla birlikte olmayı sevdiğini söyledi. Programın sunan kadın sunucu Holly Willoughby, ortalama bir erkeğin ve onun penis büyüklüğünün kıyaslandığı tabloyu görünce, "Tanrı beni korusun!" diye bağırdı.
Jonah, adının 'dünyanın en büyük penisli adamı' olarak geçmesinin ardından kadınların bazen onu durdurup, penisine bile bakmak istediklerini söylüyor. Pantolondan bile penisinin büyüklüğünün fark edildiğini ve çok rahatsız olduuğunu belirten Falcon, penisinin ereksiyon halinde ise yaklaşık 35 santime ulaştığını belirtti.
Jonah, ilk kez penisini ölçdüğünde 10 yaşında olduğunu ve daha sonra diğer arkadaşlarına sorduğunda şaşırdığını söyledi. "Aslında kafamı ona takmamıştım. Tüm arkadaşlarım penisimin büyük olduğunu biliyorlardı, ancak bana asla bu konuda takılmadılar. Ama biliyorum ki arkamı döndüğümde bu konuda konuşuyorlardı" diyen Jonah biseksüel olduğunun da altını çizdi.



Kaynak:

http://www.amerikaliturk.com


23 Şubat 2015 Pazartesi

Ertesi Gün Haplarının Tehlikelerine Dikkat

Ertesi Gün Haplarının Tehlikelerine Dikkat

CİSED ONURSAL BAŞKANI CEM KEÇE: "ERTESİ GÜN HAPLARI BİR DOĞUM KONTROL YÖNTEMİ DEĞİLDİR!" Kürtaja sınırlama getiren yasal düzenleme üzerindeki tartışmalar hala devam ederken, Cinsel Sağlık Enst

http://www.cised.org.tr/basin/224/ertesi-gun-haplarinin-tehlikelerine-dikkat

22 Şubat 2015 Pazar

CİNSEL HASTALIKLARDAN KURTULMAK İÇİN BU YAZIYI MUTLAKA OKUMALIYIZ.



CİNSEL HASTALIKLARDAN KURTULMAK İÇİN BU YAZIYI MUTLAKA OKUMALIYIZ.

İNSANIN PSİKOLOJİK YAPISI NASILDIR? PSİKOLOJİK HASTALIKLAR NASIL OLUŞUR? İNSANIN İÇİNDE SÜREKLİ ÇATIŞMA NEDEN VARDIR?

İnsanın psikolojik yapısı İD-EGO-SÜPEREGO kavramları ile açıklanmaktadır.
İD dediğimiz insanın ilkel benliğidir. İD yapısı gereği zevkçi, kuralsız, başıboş, istediği gibi davranma eğilimindedir. Korktuğu şeylerden kaçar, zevk aldığı şeyleri yapmak ister, kendisini kimsenin sınırlandırmasını istemez, kuralları kabul etmez, otorite kabul etmez, herşeyin kendi etrafında dönmesini ister. Bunuda içimden geldi böyle yaptım şeklinde ifade eder.
SÜPEREGO insanın inandığı din, günah-sevap kavramları, ayıp kavramı, töre, kültür kavramlarını içine alır. Üst benliktir, yaptığı işlerin doğru veya yanlış olduğunu, günah-sevap olduğunu, genel ahlaka uygun olup olmadığını söyler.
EGO ise bu ikisi arasında kalmış olana sizin gerçek kişiliğinizdir. Bu kişilik yapısı bazen İD'e göre hareket eder, bazen SÜPEREGO'nun kendini sınırlandırması ile hareket eder. Ortaya çıkan davranışlar sizin kişiliğinizi gösterir.

Bütün bu teknik bilgilerden sonra asıl konumuza gelecek olursak insanın içinde İD ve SÜPEREGO çatışmasından kaynaklanan sürekli bir gerilim vardır. İD sizi kuralsız bir hayvan olmaya sürüklerken SÜPEREGO sizi iyi bir insan olmaya sürüklemek ister. Bu ikisin çatışmasından ortaya çıkan yapı ise sizin EGO'nuzdur yani sizsiniz. İD yapısı gereği zevke odaklanmıştır, kuralsızdır, din-iman, haram-helal, ayıp-yasak, töre-kültür vb. hiçbir değeri, kutsalı tanımaz, kabul etmek istemez, başına buyruk hareket etmek ister. Bu bütün insanlarda böyledir.
İnsan yapısı yani EGO tamamen İD'in kontrolüne girmiş ve onun her dediğini yapıyorsa ortaya son derece sapık ve kural tanımaz bir insan modeli çıkar. İD yapısı gereği zevke odaklandığı için aklına her geleni yapmak ister, her gördüğü, her duyduğu, her seyrettiğini yapmak, o zevkide almak ister, yaşamak ister. Cinsel sapıklıklarında temelinde bu vardır. Adam aklına her geleni yapmak istiyor. İD yapısında ensestlik, homoseksüellik, travestilik, sübyancılık, sanal seks ve daha bilmediğiniz nice sapıkça şeyler vardır. Bunları zaman zaman insanın aklına getirir, acaba şu nasıl olur, şunu hiç yaşamadık, şunuda yapsaydık vb. istekler her zaman insanın içine gelir. Bunların gelmesi normaldir, herkese gelebilir. Sapıklık bu düşünceleri hayata geçirmektir. Adamın SÜPEREGO'su yok, yani üst aklı yok veya yokmuş gibi davranıyor, anlık zevk peşinde.

Değerli kardeşlerim insanın içindeki bu çatışma hep devam edecektir, sizi hayvanlığa sürüklemek isteyen İD'e değil, melek gibi bir insan yapmaya çalışan SÜPEREGO'nuza göre hareket edin. O zaman ortaya çıkan EGO yani sizin gerçek kişiliğiniz herkesin sevdiği ve kabul ettiği güzel bir kişilik olacaktır. Aklınıza gelen sapkın düşünceler sizin kişiliğiniz veya karakteriniz değildir, aklınıza gelen sapkın düşüncelerden dolayı ben niye böyleyim, niye normal değilim demeyin, bu düşünceler tek size gelmiyor bütün insanlara gelir, kendinizi yalnız hissetmeyin. Bunlardan kurtulmanın yolu gelen düşünceleri kaale almamaktır, üzerine gitmemektir, akışına bırakmaktır, bu gelen düşünceleri gerçekleştirmedikten sonra normal bir insansınızdır, hem insanlar katında hem Allah katında. Aklınıza gelen bu düşüncelerden dolayı hiçbir şekilde sorumlu olmadığınız bilmeniz sizlere yardımcı olacaktır.

NOT: İD-EGO-SÜPEREGO kavramları modern psikolojiye 20. asırda girmiştir. Oysa 900'lü yıllarda İMAM GAZALİ adındaki bir islam alimi bu kavramları NEFS-ENE-RUHİ İNSANİ olarak ifade etmiştir. İslamda geçen NEFS kavramı işte bu her insanın yapısında bulunan İD'dir. Kur-an'ı Kerim'de bu şöyle nefs ve ruh, yani id ve süperego kavramları şöyle geçiyor; "Biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına indirdik." (Tin suresi 4-5) Yani nefs (id) her türlü kötülüğün-günahın kaynağı, ruh (süperego) ise iyilik ve güzelliklerin kaynağıdır.
Kaynak:

10 Şubat 2015 Salı

Dünya Vajina Haritası Nerede?



17 Ekim 2011 Pazartesi zaman: 09:12  
 
Günaydın sevgili Pazartesi insanları,
Şimdiiiii malum gün hafta başı, hepimizin içinde bir oturmuş yer etmiş kasvet, bir daralma bunalma efendime söyliyeyim bir mide bulantısıyla seyreden ikrah gelmesi. Herkes zaten zor saatler yaşıyor o yüzden günün konusu olarak basit bir şey seçtim.
Konumuz “Dünya Vajina Haritası” daha doğrusu Dünya Vajina Haritası nerede? Neden ortada böyle bir harita yok?

Bu arada lütfen basit konu demem yanlış anlaşılmasın kadın cinsel organına basit demek istediğimden değil zaten kendisini tanıyıp gören bilen herkes bilir ki son derece karmaşık bir varlıktır kendisi.
Ayrıca bu yazıyı yazmamdaki amaç son dönemde internette dergilerde yeralan(dönemsel olarak tekraralanarak sürekli yer alır zaten) “dünya penis haritası” haberlerine karşılık vajina gerçeğinin de açıklığa kavuşmasını istememdir.
Kaldı ki çok sinir oluyorum bu penis ortalaması araştırmasına. Nasıl oluyor ki o? Elin ingiliz bilimadamı(hep onlar araştırır böyle şeyleri) gelip bana benimkinin boyunu mu soruyor? Ee yalan söylesem ?(normalden beş santim fazla söylesem ülke ortalaması Kongo’nun üstüne çıksa?)
Yoksa aç ölçücem mi diyor? Hayır ben göstermem de ölçtürmem de(ölçeni korkutmamak amacıyla espirisini yapmayacağım tabiki) Bi de ne ki bu tam olarak? Amacı ne? Katalog mu yapıyorsunuz isteyenler haritadan kendi zevklerine göre olanı seçip alsın diye?
Şimdi diyebilirsiniz ki sabah sabah sana neden dert oldu bu konu bu kadar.
Cevabım, yaralıyım da ondan. Orta okul dönemimi hatırlıyorum da, bu harita, penis boyu ortalaması vs gibi haberlerin etkisiyle kendimi bitmeyen bir yarıştaymış gibi hissettiğim süre hiç de azımsanamayacak düzeyde. Yaşadığım obsesyonu-depresyonu-ankisiyeteyi ise hiç söylemiyorum bile. Ayrıca herkes Türkiyedeki İtalyadaki Kongodaki Rusyadaki penis boyu ortalamasını biliyor söylüyor da neden kimse vajinalar hakkında konuşmuyor bilgi vermiyor? Bizim canımız yok mu? Biz merak etmiyor muyuz neredeki nasıl diye? Var mı cevap verecek olan. Ben vereyim çünkü kimsenin gözü yemiyor bu konuda soru sormaya konuşmaya. Vajina demeye bile çekinen yaratıklarız. Ayrıca hadi bana geldin sordun seninki ne alemde diye ama bir kadına sormak biraz daha zor iş, cesaret ister.
Ama olsun sorulmasını istiyorum. Hodri meydan.
“Bize çükümüzü soran bilim adamları kadınlara da gitsin kukularını sorsun.”
Bu cümlemi bir nevi tehdit olarak da algılayabilirsiniz. Evet evet öyle algılayın hatta, bilim dünyasını açık açık tehdit ediyorum. Bakın gerçeği insanlara açıklayın. Herkes bilsin kimin vajinası nasıl, yoksa ben bildiklerimi açıklarım.
Bu konuda şuan için çok fazla bilgiyi açık etmek istemiyorum ama şunu söylemem yeterli olacaktır.
Penisler boy boy şekil şekilde peki sanıyor musunuz ki vajinalar öyle değil. Hohoyt(bu benim dalga geçen gülüşüm)
Diyebiliriz ki bir başka organmışcasına birbirinden farklılar. Bizimkinin boyundan bahsederken gelsin santimler gitsin inçler ama bir vajina hakkında genişlik darlık derinlik dudak demeye görmeyelim hemen ortalık karışıyor. Herkes bozmuş penis boyumuzla. Başka da bir şey yok ortada. Varsa yoksa kılıçlardan bahsedelim konuyu hep orada tutalım. Kın hakkındaysa ağızları bıçak açmıyor. (Ne dolmuşum be!)
Son kez soruyor talep ediyor ve cevap bekliyorum;
Dünya Vajina Haritası nerede? Kim sakladıysa çıkarsın. Hemen yarın manşetlerde “ Vajina Haritası açıklandı” haberini görmek istiyorum.
Yetkililere sesleniyorum. Hemmen ortaya çıkarın aksi durumda ben elimdeki haritayı kamuoyuyla paylaşacağım.
Yanlış anlamayın ben de gidip sistematik bir araştırma yapıp sormadım mahelledeki Necla yengeye Helga ablaya aç bakacağım seninki şekil kondisyon vesaire ne durumda diye. Ama elimden gelenin en iyisini yapıp gördüklerimi bildiklerimi gerek çizim gerek fotoğraf gerekse video şeklinde arşivlemeye çalıştım. İsteyenlere gönderebilirim.
Şayet yetkililerin elinde böyle bir harita yoksa da açık açık söylesinler aklımıza hiç bu gelmemişti desinler ama yeter, yetti. Bu konu bir açıklığa kavuşsun artık.
Herkese kedi küyü gibi hafif bir Pazartesi diliyorum.
Hepimize kolay gelsin.
Görüşmek üzere.
Batu Yazan
Kaynak: